Türkiye’nin ağ merkezli harp projesi “KEMENT”

Roketsan-ATMACA-Banner

AĞ MERKEZLİ HARP NE DEMEK?

“Geleceğin hava harekâtlarında, harekatın başarısını veya etkinliğini, savaş uçakları ve pilotların imkân ve kabiliyeti haricinde etkileyecek en önemli üç beş faktör neler olabilir?” Şeklinde bir soruya vereceğim cevap şunlar olurdu;

STM Banner

-Ağ Merkezli Harp kabiliyeti

-İnsansız sistemlerin çeşitliliği ile imkân ve kabiliyetleri

-Tüm platformlardaki “Stealth” düşük görünürlük veya ileri gizlenebilirlik seviyesi

Son iki maddeyi ele alacak olursak İHA/SİHA sistemlerinde Türkiye’deki gelişmeleri az çok hepimiz biliyoruz. Üçüncü maddeyi ise F-35 uçağının tedariki ile az çok yakalamış olacağız. Ağ merkezli harp konusunda ise NATO altyapısını kullanan taktik data linkler (Link-16, Link-1, Link-11, Link-22 gibi) ve milli komuta-kontrol ve haberleşme sistemleri ile örneğin donanmada kullanılan GENESIS gibi milli savaş yönetim sistemleri mevcut.

BAYRAKTAR GÖRDÜ ATAK VURDU ile ilgili görsel sonucu

Yakın zamanda savunma basınında okuduğumuz haberlerde T-129 ATAK savaş helikopterleri, kara unsurları ve çeşitli İHA sistemleri arasında hedef görüntüsünün anlık paylaşımına yönelik sistem geliştirildiği haberlerini hep birlikte okuduk. Ancak bu sistem sadece durumsal farkındalık ve görsel, dijital istihbaratın paylaşımını sağlamaktan öte değil. Yani hedef bilgisinin onu göremeyen daha gerideki bir unsura görüyormuş gibi yansıtılmasından ibaret. Güdümlü füze veya diğer akıllı mühimmatın güdülenmesi hedefe kilitlenmesi gibi bir ağ merkezli harp konsepti değil, ağ merkezli harekatın bir nevi ilk aşaması. Daha çok İHA veya topçu birliklerine hedefi gören bir ATAK veya İHA tarafından hedef koordinatının ve durumunun yansıtılması sonucu top mermisi veya topçu roketi gibi güdümsüz mühimmatın angaje edilmesini sağlayabilir. Oysa ağ merkezli harp yani dünyada henüz birkaç devletin kullandığı yeni nesil savaş konsepti çok daha farklı. İşte bu eksiklikte birazdan anlatacağımız “Kement Projesi” ile giderilecek. Öncesinde ağ merkezli harp için gerçek bir örnek anlatalım;
NAVAL Integrated Fire Control-Counter Air ile ilgili görsel sonucu2017 yılı içinde ABD donanması test merkezlerinden birisi olan ve çölün ortasına kurulmuş bir destroyer güvertesine benzeyen USS Desert Ship’ten SM-6 füzesi ateşlendi. Deneme ile test edilen şey sadece füze değildi. Aslında NIFC-CA (NAVAL Integrated Fire Control-Counter Air) sistemi üzerine yapılan bir test sürecinin son aşaması idi. Tek bir entegre sensör/radar ağına donanma gemileri, havadaki çeşitli F-35 gibi uçan sensörler ve sabit radarların bağlamasıydı. Böylece F-35, gemiden fırlatılan ancak geminin gerek radar menzili gerekse dünyanın yuvarlaklığı sebebi ile ufuk altında kaldığı için göremediği bir hedefi kendisi yüksek irtifada EOTS sensörü veya radarı ile görebildiği hedefe güdülemek için kontrolü altına almış oldu. Daha doğrusu gemi göremediği bir hedefe SM-6 hava ve füze savunma füzesini ateşledikten sonra yüksek irtifada geminin göremediği hedefi görebilen F-35, geminin ateşlediği SM-3’ü güdüleyerek hedefe kilitlenmesini sağladı. Böylece F-35’in gördüğü ve sensörlerince algıladığı veriler kriptolu ve anlık olarak gemi ve diğer unsurlarla paylaşılarak SM-6’nın akıbetine de müdahale edebilmiş oldular. Sonuç olarak F-35 ağ merkezli harpte Nirvana olduğunu bir kez daha göstermiş oldu.

Ä°lgili resim

Ağ merkezli harp çeşitli sensörlerden tutun, komuta-kontrol merkezleri, kriptolu ve digital haberleşme sisteminden, İHA, SİHA ve uçaklara kadar yüzlerce unsurun senkronize ve birbiri ile anlık ve veri aktarımı dahil haberleştiği bir sistem bütünüdür. Burada “sensörler”den kasıt her türlü sabit ve mobil radarlardan, erken uyarı ve kontrol uçaklarına, gemilerdeki radarlardan savaş uçaklarının kendi radarlarına kadar her türlü radar sistemini, elektronik harp sistemlerini, uydu sistemlerini,

helikopter, İHA ve kara araçlarındaki elektro-optik sistemlerden termal kameralara kadar tüm aktif ve pasif algılama sistemlerini içerir.

METEKSAN SAVUNMA SANAYİİ A.Ş. FİRMASININ KEMENT PROJESİ

Peki Türkiye “Ağ Merkezli Harp” hususunda ne yapacak veya yapıyor? Bu konuda yukarıda saydığım unsurları ve bunları üreten firmalarımızı düşünürseniz sistemin yani taşların yerlerini alması için birçok firmanın ve askeri birlik veya komutanlıkların çeşitli çalışmalar yaptığını tahmin edebilirsiniz. Mesela radar verilerinin sisteme aktarılması ve paylaşılması ağ merkezli harpte çok önemli bir veri türüdür. Bu sebeple örneğin ASELSAN’nın geliştirdiği radarlar bir nevi bu sistemin temel taşları. Aynı şekilde TAI’nin ürettiği F-16’lar veya Atak savaş helikopteri. Örneklere Altay tankını veya MİLGEM korvetlerini ve daha pek çok ürünü ekleyebiliriz. Ancak bu sistemler birinin aktif-pasif algılama sistemlerinden veya güdüleme yeteneklerinden nasıl faydalanacak? Yani örneğin Atak helikopterinin kendi sensörleri ile ekranında gördüğü veriyi anlık olarak kilometrelerce uzaktaki F-35 veya F-16 uçağımıza veya karargahtaki komuta-kontrol merkezine nasıl iletecek? İşte bu sorunun cevabı üzerine daha doğrusu kara-deniz ve hava unsurları veya platformlarının birbiri ile veri alış-verişi yani entegrasyonu için gerekli cihazların geliştirilmesi konusunda Meteksan Savunma firması “Kement” projesini yürütmektedir.

2013 yılında Meteksan Savunma Sanayii A.Ş. ile SSM arasında imzalanan Kement projesi sözleşme ile; ülkemizde ilk defa uzun menzilli, Hava-Hava ve Hava-Yer sistemleri arasında veriyi (bu anlık görüntü de olabilir) aktarabilecek özgün Taktik Veri Bağı sistemi tasarımı ve geliştirilmesi için imzalar atılmış oldu. Böylece TSK’ya milli olarak geliştirilmiş, milli kripto kullanabilen, ağ tabanlı modern Taktik Veri Bağı kabiliyeti kazandırmak amaçlandı.

Kement projesi ile akıllı mühimmatlar ve seyir füzeleri, ağ merkezli harekât ve ağ temelli durumsal farkındalık yetenekleri kazanarak Komuta-Kontrol koordinasyonunun etkin bir parçası olacak. Bu sayede mühimmat durum bilgilerini ağ üzerinde paylaşarak mühimmatın fırlatılmasında sonra farklı platformlar tarafından hedef bilgisi güncelleme, yeni hedef atama, görev iptali, beklemeye alma gibi komutları operasyonel konsepte göre kullanabilecekler. Ayrıca, mühimmat hedefi vurmadan önce yeterli çözünürlükte bir hedef resmini hasar kıymetlendirme amacı ile paylaşabilecekler.

2014 yılında başlanan projede;Milli mühimmatlarda, hava ve su üstü platformlarda kullanılacak terminallerin tasarımı, üretimi, platform entegrasyonu ve fonksiyonel ve sertifikasyon testleri gerçekleştirilmektedir.

Kement Projesi’nde Meteksan Savunma ana yükleniciliğinde TÜBİTAK-SAGE, ROKETSAN, 1’inci Hv. Bkm. Fb. Md.lüğü, TÜBİTAK BİLGEM ve Milsoft. alt yüklenici olarak projede görev almaktadırlar.

Seyir füzelerimizin (SOM ve ATMACA) taarruz gücünü ve elastikiyetini artıracak olana Kement projesi ağ tabanlı bir mimari ile ağa dahil olan tüm katılımcıların tanımlı kural ve sınırları çizilen yetkiler çerçevesinde taktik veri paylaşımını sağlayacak. Bu da ağ merkezli harbin veya diğer bir deyişle ağ temelli harekatın temelini oluşturan durumsal farkındalığı sağlayacaktır.

Proje hakkında daha önceki basın bültenleri ve ulusal ve savunma basınında yapılan ilgili haberlerde; IDEF-17 fuarı sırasında KEMENT projesinin çok önemli bir gösteriminin gerçekleştirildiği belirtilmiş. SOM ve ATMACA mühimmatlarının, ağ tabanlı yönetilmesini sağlayacak haberleşme terminallerini geliştirilmesinin amaçlandığı, ağ tabanlı mühimmat ve ağ tabanlı muhaberenin artık modern orduların vazgeçilmez bir konsepti olduğundan projede, bu terminalleri, milli kripto ve milli dalga şekli ile geliştirmeyi başardıkları anlatılmış/dile getirilmiş. Ayrıca Kement terminallerinin, aynı zamanda, Milli Taktik Veri Ağı Projesi kapsamında kullanılacak olgunlukta olduğunu, önümüzdeki dönemde ilk demonun EFES 2018 sırasında sivil ve askeri bürokrasiye sergilenmesi amaçlanmış. Ancak yakın zamanda gerçekleşen EFES-18 tatbikatında bunu sergilenmesi hususunda, eğer sergilendi ise ne derece başarılı atış ve sonuçlar elde edildiği hususunda bir bilgiye ulaşamadık.

Ağ temelli harekât / Ağ merkezli harp için hedef, durum, konum, istihbarat, vuruş öncesi hedef doğrulama görüntüsü gibi bilgilerin C4ISR ve mühimmat taşıyan platformlar arasında güvenilir ve hızlı bir şekilde paylaşılmasını sağlayan taktik veri linklerini üreten Meteksan Savunma, Hava-Deniz ve Kara kuvvetlerimizi şimdiye kadar hiç olmadığı bir seviyede birbirine bağlamış olacak. Bununla beraber belki de sistemin en avantajlı taraflarından biri uydulardan bağımsız çalışıyor olması. Yani savaş durumunda uydumuz imha edilse veya bir şekilde saf dışı kalsa bile Kement bundan etkilenmeyecek. Ayrıca sistemin elektronik karıştırmaya karşı çok dayanıklı olduğu yine firma yetkilileri tarafından ifade ediliyor.

Ancak projenin bazı handikapları da yok değil. Özellikle hava platformlarında sensör ve sensör verilerini işleyen görev bilgisayarları gibi olan alt yapılar henüz kullanıcının (TSK) ve sanayicinin (TAI gibi) müdahale edemediği ve/veya millileştirmediği alt yapılar. Bu kapsamda kara, deniz ve hava platformlarından oluşan ağ destekli harekâtın temeli olan terminallerin hava bacağında maalesef aksaklıklar yaşatmakta. Bunu da kullanıcılar genellikle ara çözümler bularak gidermeye çalışmaktalar. Bu nedenle hava platformlarında milli ürünlerin çıkması ve mevcut platformların milli sistemler ile modernize/revize edilmesi sadece haberleşme alanında değil Kement gibi diğer sistemlerinde entegrasyonu ve kullanımı yönünden büyük bir ivme kazandıracak ve kullanıcın operasyon başarısını artıracaktır.

Bir teknoloji kazanımı, seyir füzelerimizin ağ’da komuta ve kontrolünü sağlamak hedefi ile başlayan Kement Projesi ile keşif, gözetleme yani tehdidi takip eden her türlü digital ISR cihazı ile Hava-Hava ve Hava-Yer sistemleri arasında bir noktadan çok noktaya veri ve görüntüyü anlık olarak aktarabilecek bir kabiliyete, bir milli taktik veri link sistemine ulaşıldı. Bu bağlamda Meteksan Savunma Milli Taktik Data Link (MTDL) başta olmak üzere yurtiçinde kolluk kuvvetlerimize bu kabiliyeti kazandırmak için faaliyetlerini sürdürürken ihraç versiyonunu hazırlayarak, benzeri terminallere erişemeyen dost ve müttefik ülkelere ihracat yapmak amaçlı çalışmalara başlamış durumda.Meteksan Savunma’nın taktik veri linki terminalleri sayesinde önceden sisteme girilmiş ve o günkü harekata katılan unsurlar ile yetkilendirilmiş merkezler (Gizli bir operasyonun ağ içindeki tüm birim ve komutanlıklardan online görülmemesi için) irtibatlı şekilde birbirlerine veri iletebilecek. Örneğin Atak savaş helikopteri keşif görevindeyken burnundaki elektro-optik sensörlerden aldığı görüntüyü kilometrelerce uzaktaki Havadan Erken İhbar ve Kontrol uçağı E-7T Barış Kartalı’na veya operasyonda kendisine eşlik eden bir F-35/F-16’ya iletebilecek. Hedefin güncel durumunu ve koordinatını kendisi algılamış gibi gören pilot örneğin bu hareket eden bir su üstü hedefi olsun, hedefin seyir füzesini daha zor göreceği bir ada veya körfezden içeri girmesini bekleyecek ve SOM füzelerine hedef bilgilerini girerek ateşleyecek. Aynı örneği SH-70 Sea Hawk helikopteri, savaş gemisi ve milli anti-gemi füzesi Atmaca arasında düşünün. Bunlar sadece çok tahmin edilebilecek ve herkesin aklına gelebilecek bir örnek. Eminim ki, şirket yetkililerinin henüz bizimle paylaşmadığı ve ağ merkezli harbin incelikleri diyebileceğimiz çok ince ama önemli detaylar da var. En azından benim fuarda kendilerini soru bombardımanına tuttuğumda çoğu soruma gizlilik gerekçesi ile cevap vermekten imtina ettiler.


Kaynak: SavunmaSanayiST.com

  Sarsılmaz

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu