F-35 ambargosu ne gibi sıkıntılar yaratır?

Roketsan-ATMACA-Banner

Hepimizin bildiği gibi Türkiye, Joint Strike Fighter (JSF) F-35 projesinde 2002 yılında tedarikçi ve ortak üretici olarak katılmıştır. Bu kapsamda en az 10 Türk firması, 2002 yılından beri F-35 Lightning II’nin birçok parçasını üretmeye başlamıştır. Bu konuyla ilgili daha önce bir yazı yazdığımız için fazla uzatmıyor, aşağıdaki fotoğrafı paylaşıyorum. Dilerseniz “Türk Savunma Sanayi Firmaları Joint Strike Fighter (JSF) F-35 Projesinde Neler Yapıyor?” yazımızı buraya tıklayarak okuyabilirsiniz.

Bu yazımızda dün senato tarafından onaylanan ve Trump’un onayına sunulan Türkiye’ye F-35 ambargosu kararına ve böyle bir kararın Türkiye’ye ve ABD’ye etkisine değineceğiz.

STM Banner

ABD Başkanı Trump, kararı onaylar mı?

Öncelikle şunu belirtmek isteriz ki dün Senato tarafından onaylanan ve ABD Başkanı Trump’un onayına sunulan yasa, ABD Savunma Bakanlığının (Pentagon) 717 milyar dolarlık 2019 mali yılı bütçesiyle ilgili bir yasa. Senato, bu bütçe yasasının içine eklediği bir madde ile Türkiye’ye F-35 ambargosu kararını da paketin içine aldı. Bu sebepten ötürü her fırsatta hatta Temmuz ayındaki NATO zirvesinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yüzüne karşı “Türkiye’ye F-35 ambargosu uygulanmayacak” şeklinde benzer ifadelere yer veren Trump’un bu yasayı onaylamasına maalesef kesin gözüyle bakılıyor.

Ä°lgili resim
F-35 ambargosu, Türkiye’ye ne gibi sıkıntılar yaratır?

Yukarıda da değindiğimiz gibi Türkiye, Joint Strike Fighter (JSF) F-35 projesinde 2002 yılında tedarikçi ve ortak üretici olarak katıldı. Bu kapsamda hem Türk Savunma Sanayi Şirketler hem de Türk Silahlı Kuvvetleri, 16 senedir bu projeye endekslenmiş durumda. Böyle bir ambargo hem Türk şirketlerine hem de Türk Silahlı Kuvvetlerine büyük sorunlar yaratacaktır.

Türk Savunma Sanayi Şirketlerine etkisi

Şirketlerimiz, F-35 parçalarının üretimi için milyonlarca dolar para harcayarak üretim hattı ve tesis kurulumu gerçekleştirdi. Bu kapsamda ortak girişim şirketleri bile kuruldu. Bunun yanı sıra TÜBİTAK-SAGE ve Roketsan şirketlerimiz hem Türk Hava Kuvvetleri hem de F-35 müşterisi ülkeler için F-35’in silah istasyonuna sığabilen SOM-J füzesini geliştirdi. Ülkemiz hem F-35 tedariği için para harcıyor hem de ortak üretici olduğu ve F-35’in ana bakım merkezlerinden birisi olacağı için para kazanıyor/kazancak. Ambargo kararı alınması durumunda muhtemelen Türk Savunma Sanayi Şirketleri projeden çıkacak veyahut çıkartılacaktır. Bu hem Türkiye’ye mali sıkıntı hem de zaten gecikmeler ile ünlü F-35 projesine dolayısıyla ABD ve diğer tedarikçi ülkelere yaşanacak gecikmelerden ötürü sıkıntı yaratacaktır. Birazdan yaşanabilecek gecikmeleri daha kapsamlı olarak ele alacağız.

Türk Silahlı Kuvvetlerine etkisi

F-35 ambargosunun Trump tarafından onaylanarak yürürlülüğe girmesi maalesef en çok Hava Kuvvetleri Komutanlığına (Hv.K.K.lığı) zarar verecektir. Hv.K.K.lığı envanterinde şuanda 238 adet F-16 ve 30-35 civarı F-4E 2020 jeti mevcut. F-4E 2020 jetleri, 2020 yılına kadar aşama aşama emekli ediliyordu fakat 15 Temmuz 2016’da yaşanan Darbe Girişimi sonrasında çok sayıda F-16 pilotu ihraç edildiği için bu karar askıya alındı ve F-4E 2020 uçaklarının envanter dışına çıkarılması durduruldu.. Uzun yıllardır görevde olan F-16 jetlerimizin de çok büyük bir kısmının (özellikle Blok-30) ekonomik ömürleri son demlerini yaşıyor. Daha önce yapılan modernizasyon projeleri ile zaten uçuş ömrü arttırımı da yapılmıştı. Ülkemiz terör belasından dolayı savaş uçaklarını oldukça sık kullanmak zorunda kaldığı için jetlerimizin gövde ömürleri maalesef standarda göre daha hızlı doluyor.

Ä°lgili resim

Tabi ki işin bir de Deniz Kuvvetleri kısmı var. Bilindiği üzere 2021 yılında envantere girecek TCG Anadolu ve üretimi için çalışmalar süren TCG Trakya Amfibik Harp Gemileri, Dikey iniş kalkış yapan uçakların kullanılmasına imkan sağlayacak. Bu kapsamda Deniz Kuvvetleri de Genelkurmay Başkanlığından resmen 32 adet F-35B STOVL uçaklarından temin edilmesini talep etmişti.

Yukarıda da belirttiğimiz gibi Türk Silahlı Kuvvetleri 16 senedir bu projeye odaklanmış durumda. Üniversite öğrenci adayları için Tercih dönemlerinde Harp Okullarına teşvik etmek için bastırılan afişlerde dahi hem Hava Kuvvetlerinin hem Deniz Kuvvetlerinin F-35’e ne kadar endekslendiği açıkça belli oluyor. Zira hem Hava Kuvvetlerinin hem Deniz Kuvvetlerinin afişlerinde öğrencileri özendirmek için F-35 savaş uçakları yer alıyordu.

F-35 alamadığımız bir senaryo maalesef Hava Kuvvetleri açısından ziyadesiyle kötü bir senaryo. Çünkü Hava Kuvvetleri tüm planlarını bu uçaklar üzerinden yaptı. Keza Deniz Kuvvetleri de bundan etkilenecek çünkü TCG-Anadolu ve TCG-Trakya için F-35 haricinde bir başka alternatif uçak bulunmuyor. Hadi yine bu gemileri uçaksız kullanalım helikopterle idare edelim deme gibi bir şansımız var fakat Hava Kuvvetleri için maalesef böyle bir şansımız yok.

Biz sürekli olarak F-35 gelse dahi eksik kalacağımızı Hava-Hava görevleri için başka tip bir uçak gerektiğini, bunun da mümkünse Avrupa üretimi uçaklar olması, ABD’den uzak durulması gerektiğini savunmuştuk. Hala zararın neresinden dönülse kardır gözüyle bakmaya da devam ediyoruz.

F-35 olduğu takdirde bile eksiklik tam manasıyla bitmeyecekken F-35’in gelmediği senaryo ise söylediğimiz gibi bizi çok sıkıntıya sokacak bir durum. Bu durumda hemen Rafale, Eurofighter Typhoon ve JAS-39 Gripen savaş uçakları için teklifler istenmeli ve buradan gelecek sonuca göre seçim yapılmalı. Önümüzde teklif olmadığı için biz şuan ne dersek yalan olur o yüzden şu uçak olsun diyemiyoruz. Kaldı ki hangisi olursa olsun, isterse üçünden birden alalım yine de F-35’in bize kazandıracaklarını hiçbirinin kazandıramayacağını da kabul etmek gerekiyor. Bize kazandıracakları için F-35 bu kadar önemli. Zaten Yahudi lobilerinin İsrail haricinde orta doğuda F-35 sahibi başka ülke olmasını istememesinin sebebi de bu. F-35 kazandıracağı kabiliyetler sayesinde yarın bir gün MMU TF-X operasyonel olana kadar gerekirse Suriye’ye veya başka bir ülkeye havadan gizlice girebilecek tek silahımız olacak ve Ağ Merkezli Harp işini bu uçakla çok ileri seviyelere götüreceğiz. F-16’ların, alınmasını istediğimiz yeni tip uçağın ve hatta TF-X’in yanına dahi 1 tane F-35 verdiğimizde sanki tüm uçakları tek bir kişi uçuruyormuş gibi koordinasyon sağlayacak kapasiteye erişeceğiz. Bu yüzden Avrupa’dan istediğimiz uçağı hiç sorunsuz istediğimiz kadar alsak bile yine ihtiyacımızı karşılayamayacak…  Çünkü az önce saymış bulunduğum özellikler bu uçaklarda bulunmuyor. Hiç sorunsuz diyorum zira ABD’nin baskısı ile Avrupa’da bize uçak satmaya yanaşmaya bilir.

typhoon fully loaded ile ilgili görsel sonucu
Avrupa’dan da istediğimizi alamazsak zaten sıkıntı seviyemiz bir seviye daha atlar ve Rus veya Çin pazarına yönelmek zorunda kalırız. Bu aşamada Su-57, J-31, J-20 gibi savaş uçaklarının verilmesi ihtimali bize göre hayalden öteye gidemiyor. Çin ve Rusya bize son teknolojilerini öyle kolay kolay verecek ülkeler değil. Zamanında ATAK helikopterinin geliştirileceği platform için Rusya’dan Mi-28 helikopteri talep edilmiş, Rusya ise talep edilmesine rağmen bu talebi kabul etmeyerek bu helikopterle değil Ka-52 tipi helikopterle ihaleye katılmıştır. Buna dayanarak zaten bize J-11, Su-30 gibi daha düşük model jetleri verecekleri yorumunu yapabiliriz ki onları da zaten devamlı dile getirdiğimiz uyum sorunu yüzünden %100 harbe hazır kullanmamız çok uzun zamanımızı alır. Üstüne bu süreçte harcayacağımız parayı falan hiç hesaba katma gereği görmüyoruz.

Ä°lgili resim

Sonuç olarak F-35’in verilmediği bir senaryoda hava kuvvetlerinde maalesef ağır tabirle bir facia yaşanacağı gayet açık. Devlet büyüklerimizin ve askeri yetkili mercilerimizin böyle bir durumda izleyeceği çözüm yolunu hep birlikte izleyip göreceğiz.

ABD’ye ne gibi sıkıntılar yaratır?

Öncelikle F-35 projesi, gecikmeleriyle ünlü bir proje. Geliştirme faaliyetlerinden üretim faaliyetlerine ve dolayısıyla teslimatlara kadar birçok aksama yaşanmıştır. ABD Savunma Bakanı Jim Mattis ise Türkiye’ye F-35 ambargosu ile ilgili Temmuz ayında yaptığı bir açıklamada, şuanda Türkiye’nin F-35 programından çıkartılmasına karşı çıktığını, böyle bir karar sonucunda F-35 projesinin teslimatında önemli bir süre ertelemeler yaşanacağını belirtmişti. Bu ertelemelerin en az 2 senelik bir süreci kapsadığını da geçtiğimiz günlerde çeşitli kaynaklarda okumuştuk.

Bunun haricinde bir de işin mali boyutu var. Türkiye şuanda 30 adet F-35A kesin siparişi vermiş durumda ancak 70 F-35A ve 16/32 adet F-35B olmak üzere toplamda 116/132 F-35-A/B temin etmeyi planlıyor. 116 adet jetin çıplak fiyatı ise yaklaşık 11-12 milyar dolar tutarında. Tabi bunun yedek parçası ve bakım masrafları da var. Türkiye projeden çıkartıldığı takdirde üretim hızı azalacak ve maliyeti de artacağı için uçak başına birim maliyet de yükselecek.


Yazımızdan da anlaşılacağı üzere Türkiye’ye F-35 ambargosu hem Türkiye için hem de ABD içib sıkıntılı sonuçlara yol açacaktır. Üstelik iki ülke arasındaki zaten yıpranmış ilişkiler daha da yıpranacaktır. Türkiye olası bir F-35 ambargosu sonucunda, F-35’den alacağı verimi alamasa da farklı jetleri çok daha düşük bir maliyetle tedarik edebilir ve zaten güçlendirme çalışmaları devam eden SİHA/Hava Savunma filosunu/sistemlerini daha da genişleterek Milli Muharip Uçak (MMU) gelene kadar 15 sene idare edebilir. Bu idare sürecinin ise biraz sıkıntılı geçeceğini de tabii ki kabul etmek gerekiyor. “Çağıyla Yarışan” Türk Hava Kuvvetleri bu dönemde yarışın gerisinde kalmaya çok müsait bir halde olacaktır. Öte yandan TCG Anadolu ve TCG Trakya için şuan F-35B’den başka alternatif yok. Bu gemilerimiz hava gücü olarak helikopter ve İHA’larla donatılacaktır.

Umarız program diplomatik sorunlar daha da artmadan kendi akışına tekrardan döner ve Hava ve Deniz Kuvvetlerimize kuvvet çarpanı olacak bu ürünleri sorunsuz şekilde temin edebiliriz. Okuduğunuz için teşekkür ederiz…


Yazarlar: Anıl Şahin / Abdullah Bekci        Kaynak: SavunmaSanayiST.com

TUALCOM Gif Baner   Sarsılmaz

6 Yorum

  1. Aynı konuyu ısıtıp ısıtıp insanların önüne sürmeyin.

    Olmuyorsa olmuyor, Allah bilir yerine ne gelecek ne olacak.

  2. Rusya durumumuzu anlamasi lazim,ambargonun kesinleşmesi durumunda bize S-400 satmak istiyorsa arkasini da getirip,yardimci olmayacaklarsa bence kusura bakmasinlar ama S-400 de kalsin derim.

  3. Düşman dan uçak alıp düşmanı vurma ihtimali var yeni bir sisteme geçme ihtimalimiz yok dışardaki ler sorun deyil içerdeki abd lilerden kurtulmamız lazım

  4. Bizim ulusal çıkarlarımızın tarih boyunca hiç çakışmadığı tek ülke sanırım İsveç (Özellikle Suriye ve Irak). Bu yüzden kendi uçağımızı gök yüzünde görene kadar İsveç Uçağı ile idare etmek en mantıklısı gibi. Tabii ki ABD İsveç e de yaptırım yaparmı, yaparsa İsveç de bize uçak satmaktan vaz geçer mi?

Serdar için bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu