Analiz | TF-X için seçilen F110 motorunun avantaj ve dezavantajları

Roketsan-ATMACA-Banner
(Bu içerik SavunmaSanayiST.com’a aittir. Kaynak belirtilmeden kullanılması halinde hak talebinde bulunulacaktır.)
“Milli Muharip Uçak TF-X’in prototiplerinde kullanılması için ABD’li General Electric imalatı F110-GE Turbofan motorları seçildi” başlıklı haberi dün yayınlamıştık.
 
Birçok takipçimiz haberle alakalı olarak kişisel yorumlarımızı bizlere sordu. Bizde bu paylaşımda bunun analizini yapalım istedik.
 
Öncelikle bu seçimin bizim için avantajlı olan taraflarından başlayalım:
Ä°lgili resim
 
1) F110 motorları dün haberimizde de paylaştığımız gibi özellikle F-16 ve F-15 savaş uçaklarında kullanılıyor. Yani aslında bu açıdan baktığımızda dünyanın en iyi uçaklarından ikisinin kullanmış olduğu bir motoru kullanacağımızı dolayısıyla kötü bir tercih olmadığı çıkarımını yapabiliriz.
 
2) F-16 vasıtasıyla 1980’lerin orta-son kısmından itibaren günümüze kadar karakteristiği, bakımı ve onarımı konusunda edindiğimiz bilgi ve tecrübeden ötürü teknik anlamda bizim için zorluk çıkarmayacağını söyleyebiliriz.
 
3) 2. madde de saymış olduğumuz gibi yıllardır bu platformun kullanıcısı olduğumuz için yedek parça, yedek motor gibi lojistik içerikli konularda da pek sorun yaşamayız şeklinde yorum yapabiliriz.
 
4) F110 olarak isimlendirilen bu motorların tabii ki farklı versiyonları mevcut. TF-X’de kullanılması düşünülen motorlar ise 29.000 lbf ila 32.500 lbf (13 ton – 14.7 Ton) arasında bir itki kuvveti ürettiği söyleniyor. Bu da çift motor olarak kullanıldığı takdirde uçağın performansının yüksek olacağı anlamına gelebilir.
Ä°lgili resim
 
5) F-16’dan bildiğimiz kadarıyla bu motorlar boyut olarak da büyük hacme sahip motorlar. Dolayısıyla TF-X’inde büyük gövdeli bir uçak olacağını, buna da bağlı olarak menzil ve harekat yarıçapı gibi değerlerin artabileceğini, mühimmat konusunda daha avantajlı hale gelebileceğini söyleyebiliriz.
 
Evet, avantajları bu şekilde. Tabii ki dezavantajları da var. Şimdi de dezavantajlarını sıralayalım:
 
1) En büyük dezavantaj tabii ki motorun ABD üretimi olması. Daha fazla açıklamaya gerek olacağını zannetmiyorum fakat yine de kısaca şunu söyleyebiliriz ki her ne kadar yalnızca prototiplerde bu motorların kullanılması planlansa da işin ucunda ABD olduğu için bizim işimizi bozacak, bize zorluk çıkartacak bir durum yaşatması oldukça yüksek bir ihtimal.
 
2) Motorların hacimli motorlar olması performans konusunda her ne kadar avantaj şeklinde yorumlansa da en nihayetinde bu aletlerinde bir ağırlığının olduğunu düşünürsek, kapladıkları alanlar olduğunu düşünürsek uçağın tasarımının negatif yönde etkilenme ve değişme ihtimali de azımsanmayacak kadar fazla seviyede var. Yani tercih edilen motorlar belki bizim tahmin ettiğimiz kadar performans sağlamayabilir. Uçağın tasarımını olumsuz anlamda etkileyebilir ve yine bir performans kaybına yol açabilir. Gövde tasarımının büyümesi şuan burada aklımıza gelmeyen başka sorunlara yol açabilir.
 
3) En nihayetinde eski teknoloji temelli olan bu motorlar her ne kadar güncellenmiş olsalar da 5. nesil uçaklarda bulunması gereken düşük radar kesit alanına sahip nozzle (egzoz) teknolojisiyle uzaktan yakından alakaları olmaz. Bir ihtimal üzerine çalışmalar yapılır belki fakat bunun da ne kadar etkili olacağı yine tartışma konusu olur. 5. nesil uçakların ana etmenlerinden biri olan radarda düşük görünürlük kabiliyeti bu motorlar ve onların nozzlelarından kaynaklı olarak negatif yönde etkilenecektir.
F-16 Nozzle ile ilgili görsel sonucu
 
Şuan aklımıza geldiği kadar, sevabıyla günahıyla bu motorun bize verecekleri bunlardır. İlerleyen zamanlarda yeni bilgiler geldiği takdirde analizlerimizde devam edecektir.

Yazar: Abdullah Bekci     Kaynak: SavunmaSanayiST.com

STM Banner
TUALCOM Gif Baner   Sarsılmaz

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu