Türkiye için “Katmanlı Hava Savunma”

Roketsan-ATMACA-Banner

(Bu içerik SavunmaSanayiST.com’a aittir. Kaynak belirtilmeden kullanılması halinde hak talebinde bulunulacaktır.)

S400 alımının kesinleşmesiyle birlikte askeri teknoloji ve savunma sanayii ile ilgili/ilgisiz herkesin konuşmaya başladığı hava savunma sistemlerinin (HSS) ne olduğu, ne işe yaradığı, nasıl çalıştığı gibi detayları bir önceki yazımızda açıklamıştık. Okumadıysanız veya tekrar okumak istiyorsanız buraya tıklayarak ilgili yazımıza ulaşabilirsiniz.

STM Banner

O yazımızın sonunda, hava savunma sistemlerini tanıdıktan sonra ülkemizde mevcut olan ve gerekli olan katmanlı hava savunma gücünü de analiz edeceğimiz / yorumlayacağımız bir başka yazımızın daha olacağını söylemiştik. İşte bu yazımızın içeriğini de bu konu oluşturacak.

Çok Alçak İrtifa Hava Savunma Sistemlerimiz:

Bu irtifa için yeterli seviyede ve yeterli çeşitte birçok sistemimiz halihazırda silahlı kuvvetlerimiz envanterinde.

  • Oerlikon: Uçaksavar sınıfında olan ve 35 mm’lik top mermisi atabilen sistemin etkili menzili 4 km, maksimum menzili ise yaklaşık 12 km’dir.Ä°lgili resim
  • Korkut: Uçaksavar sınıfında olan ve 35 mm’lik top mermisi atabilen sistemin etkili menzili 4 km’dir. Maksimum menzili hakkında teyitli bilgi bulunmamakla birlikte hemen hemen Oerlikon ile muadil olacağı düşünülebilir. ZMA-30 aracı üzerine monte edilerek geliştirilmiştir.

  • Rapier: 8 km etkili menzile ve 5 km irtifaya erişebilen sistem 2,5 mach hızlara ulaşabilen güdümlü füzeler atmaktadır.

rapier tsk ile ilgili görsel sonucu

  • Stinger: Isı güdümlü hava savunma füzesidir. 8 km etkili menzile sahiptir. Omuzdan atılabildiği gibi kaideye monteli olarak da kullanılabilir.

Ä°lgili resim

  • Atılgan: Paletli kaideye monte edilmiş stinger füze sistemidir. Teknik özelliklerinde bir değişiklik bulunmamaktadır.

Atılgan tsk ile ilgili görsel sonucu

  • Zıpkın: Tekerlekli kaideye monte edilmiş stinger füze sistemidir. Teknik özelliklerinde bir değişiklik bulunmamaktadır.

Ä°lgili resim

Alçak İrtifa Hava Savunma Sistemlerimiz:

Şuan da ülkemizde alçak irtifa hava savunma sistemi (HSS) olarak belirtebileceğimiz bir sistem bulunmuyor. Bu açık için Hisar-A HSS geliştiriliyor. Bu sistemimizin detaylarını yazımızın ilerleyen bölümlerinde açıklayacağız.

Orta İrtifa Hava Savunma Sistemlerimiz:

Silahlı kuvvetler envanterinde bu irtifa için yalnızca bir sistem bulunuyor. MIM-23 Hawk isimli bu sistem 50 km maksimum menzile sahip olup etkili menzilinin 20 km olduğu biliniyor. 2005 yılında envantere alınan sistem 8 adet atış ünitesi, 24 adet füze bataryası, 175 adet MIM-23B Hawk füzesi, 8 adet MPQ-64 hava savunma radarını içeriyor.

Ä°lgili resim

Bu sistemlerin yerini alması için Hisar-O HSS geliştiriliyor. Bu sistemimizin de detaylarını yazımızın ilerleyen bölümlerinde açıklayacağız.

Yüksek İrtifa Hava Savunma Sistemlerimiz:

Maalesef silahlı kuvvetler envanterinde an itibariyle bu irtifa içinde koruma sağlayacak bir HSS bulunmuyor. Geçtiğimiz yıllara kadar kullanılan 140 km menzil ile Nike Hercules HSS zamanımıza göre eskiyen teknolojisi ve teknolojisi daha da gelişen hedeflere karşı yetersizliği nedeni ile artık kullanılmıyor.

nike hercules türkiye, ile ilgili görsel sonucu

Evet 2018’in son demlerini yaşadığımız şu dönemlerde silahlı kuvvetler envanterinde mevcut bulunan HSS’ler bu şekilde. Kısaca bir değerlendirme yapacak olursak özellikle çok alçak irtifa-kısa menzil sınıfında gayet yeterli çeşitte ve yeterli nitelikte HSS’lerimiz bulunuyor. Alçak irtifa-kısa menzile baktığımızda ise resmen bu sınıfta bir gedik olduğunu görüyoruz. Orta irtifa-orta menzil sınıfına baktığımızda ise iyi kötü bir sistemimiz mevcut ancak gerek gelişen teknoloji gerek eldeki sistemin önleme kapasitesinin sınırlı oluşu bu sınıf içinde yeni bir sistem geliştirmemize bizleri teşvik ediyor. Son olarak yüksek irtifa – uzun menzilli HSS sınıfına baktığımızda Türkiye’nin kanayan yarasını görüyoruz. Ülkemizin yıllardır bu sınıfta bir HSS’si bulunmuyor.

Ülkemizin sahip olmadığı veya sahip olmasına karşın yenisi gereken Şimdi ise bu konuda geliştirilen/geliştirilmesine devam eden ve hazır alımda şeklinde alınan sistemleri ve alınması gereken/yapılması gereken sistemleri analiz edelim.

Öncelikle en düşük katman olan çok almak irtifa HSS’lerden başlayacak olursak;

Korkut sistemi gelişimi tamamlanmış olmasına rağmen envantere henüz yeni katılmış bir sistem. Uçaksavar sınıfında olarak niteleyebileceğimiz Korkut, alçak irtifadan uçan hava araçlarının yanı sıra seyir füzesi gibi saldırı sistemlerine karşı da etkili olabilecek bir sistem.

Alçak irtifadan devam edersek;

Bu sınıfta aktif hiçbir sisteme sahip olmadığımız için HİSAR adını verdiğimiz proje ile 2011 yılında geliştirmeye başladığımız yerli HSS’lerimiz kısa zaman sonra aktif hale gelecektir. Bu kapsamda HİSAR-A olarak isimlendirilen ve Alçak İrtifa HSS konfigürasyonunda geliştirilen HİSAR-A yaklaşık 15+ km menzile sahip olacak. Test süreci geçirmekte olan HİSAR-A’nın atışlı testlerde başarılı olduğu dile getiriliyor. HİSAR-A hareket halindeki birliklerin ve kritik tesislerin hava savunması amacıyla geliştirilmiş olup hava araçlarına ve havadan karaya atılan füzelere karşı savunma yapabilecek.

Orta irtifaya gelecek olursak;

Yine 2011 yılında başlayan HİSAR projesi kapsamında HİSAR-O olarak isimlendirilen ve orta irtifa hava savunmasında kullanılması planlanan yerli HSS’miz, yakın bir zaman sonra envanterde ki yerini alacak. HİSAR-O kardeşi HİSAR-A ile hemen hemen aynı kabiliyetlere sahip olacak. Tek fark olarak HİSAR-O’nun menzili 25 km olacak.

hisar-O ile ilgili görsel sonucu

Son olarak yüksek irtifadan bahsedersek;

Başlangıçta HİSAR-U olarak adlandırılan ve sonrasında ismi SİPER olarak değiştirilen bu projemizin ise diğer projelerden farkı yüksek irtifa ve uzun menzilli olacak olması. Etkili olabildiği hedefler HİSAR sistemleri ile aynı olup 90 ila 120 km arasında bir menzile ulaşması bekleniyor. 2021 ila 2026 yılları arasında teslimatlarının tamamlanması öngörülüyor.

Yerli ve milli imkanlarla geliştirilen sistemler bu şekilde. Tüm bunların yanında yine yüksek irtifa sınıfı için dış kaynaklı bir teminde söz konusu. Rusya ile yakın zamanda imzalanan S400 HSS anlaşması ülkemizin bu alanda ki acil ihtiyacına yönelik bir çözüm. Yaklaşık 2,5 milyar dolar değerinde ki anlaşma sayesinde Türkiye S400 HSS’ye sahip olacak. Sistemin radar menzili 600 km, maksimum füze menzilinin ise 250 km olması bekleniyor. (Türkiye füze paketini karma olarak alacak, S400 sisteminin kullandığı 4 farklı füze mevcut. Bunlardan 40, 120 ve 250 km versiyonları olan 3 tanesinin alınması bekleniyor. 4. Versiyon olan ve menzili 400 km olarak açıklanan füzelerin ise henüz yeni kullanıma hazır hale geldiği için alınmış olma ihtimali az görünüyor.)

 

Peki bu sistemler yeterli mi? Takviyeye ihtiyaç var mı?

Bu sistemlerin çok seri şekilde envantere girdiği bir senaryo üzerinden düşünürsek takviye başka bir sisteme gerek olmayacağını, yalnızca gerekli durumlarda ateş seviyesini artırmak için mevcut sistemlerin sayısının artırılması gerektiği gibi bir yorum yapabiliriz. Fakat gelin gelelim pratikte böyle bir şeyin olması pek mümkün değil. An itibariyle KORKUT envantere girmiş durumda. Bununla beraber 2019 yılında S400, 2019-2020 yılında HİSAR-A, 2020-2021 yılında HİSAR-O, 2021 yılında (veya sonrasında)  SİPER (HİSAR-U) envantere alınarak ülkemizin tam anlamıyla bir katmanlı hava gücü olacak.

2021 yılına gelindiğinde ülkemizin yüksek irtifa HSS dahil yerli olarak her irtifa için HSS’si olacak. Fakat yine de bu süre zarfı içerisinde ülkemizi tamamen koruma altına alabilecek kadar sistemi üretemeyeceğimiz de aşikar. Dolayısıyla bunun için ekonomik olarak gücümüzün yettiğince dışarıdan hazır alım şeklinde HSS’lerde takviye olarak alınabilir.

Takviye olarak hazır alınacak sistemler neler olmalı?

Yine alçak irtifadan yüksek irtifaya göre bir sıralama yaparsak öncelikle alçak irtifa/orta irtifa için Rus yapımı PANTSİR sistemini söyleyebiliriz. Rusya’dan S400’lerin yanında Pantsir sistemi talep edildiği takdirde satışında herhangi bir sorun çıkacağını düşünmüyoruz. Pantsir sistemi geçtiğimiz aylarda ABD önderliğinde ki koalisyonla Suriye’ye karşı yapılan saldırılarda da kendini tüm dünyaya kanıtlamış bir alçak irtifa HSS’dir. Menzili yaklaşık olarak 20 km olan sistem özellikle S400’lerin yanında kullanıldığı takdirde S400’lerin çok daha iyi korunacağını rahatlıkla söyleyebiliriz. Satın alınan/alınacak S400 bataryaları ile aynı veya biraz daha fazla sayıda Pantsir sistemi ülkemiz için yeterlidir.

Orta/Yüksek irtifada ise Avrupa üretimi SAMP/T (120 km) veya ABD üretimi PATRİOT (160 km) sistemleri az miktarda tedarik edilebilir. Bu sayede bir yandan hava savunma katmanlarımız güçlenirken diğer yandan çeşitlilik artacağı gibi birde bunun üzerine yerli ve milli olarak geliştirdiğimiz HSS’lere rol model olabilecek sistemlerde edinmiş oluruz. Samp/t veya Patriot’ların radar ağına entegre olabileceğini de hesaba katarsak balistik füze vurma kabiliyetlerinin de S400’lere oranla daha fazla olabileceğini söyleyebiliriz. Bu kapsamda toplamda 4 batarya olacak şekilde yapılacak bir alım ülkemiz için fazlasıyla yeterli olacaktır.

patriot ile ilgili görsel sonucu

Son olarak S400’ler için ekstra sipariş vermek de yine düşünülmesi gereken bir adımdır. Şuan için Türkiye’ye 4 batarya S400 geleceğini biliyoruz. Bu sayının maddi imkanlar el verdiği takdirde ivedilikle 8’e yükseltilmesi gerektiğini söyleyebiliriz. “Tehditlere karşı S-400’leri nereye yerleştirmeliyiz?” başlıklı yazımızı incelerseniz 8 Batarya S400 ile ülkemizin toprakları önemli ölçüde korunabildiği gibi dışarıdan (özellikle de Batı ve Güneyden) gelecek tehlikelere karşı da büyük bir caydırıcılık kazanmış oluruz.

Bu alımlar yapıldığı takdirde az önce bahsetmiş olduğumuz “Tehditlere karşı S-400’leri nereye yerleştirmeliyiz?” başlıklı yazımızda yaptığımız yerleşimi de güncelleyebilir ve sınır boylarımızın korunmasını daha da artırabiliriz.

Yukarıda ki resimde gördüğünüz üzere Ankara ve İstanbul’a yönelik balistik füze tehdidine karşı bu şehirlerimize S400 yerleştirilmesinin uygun olacağını söylemiştik. Olası bir Patriot veya Samp/t alımında bu sistemlerin NATO radar ağına entegre olabileceğinden ve buna bağlı olarak balistik füze vurma kabiliyeti daha fazla olabileceğinden ötürü bu şehirlerimize S400 yerine bu takviye sistemleri yerleştirebiliriz. Bu şekilde boşa çıkardığımız S400 sistemlerini ise güney sınırlarımıza yerleştirerek “sanal surlarımızın” uzunluğunu ve kapsadığı alanı artırabiliriz.

Resimde çapı 250 km menzil baz alınarak çizilmiş 8 adet çember görüyorsunuz. Bunlar S400 bataryalarını temsil etmekte. Birde onlardan daha küçük çaplı 160 km menzil baz alınarak çizilmiş Patriot sayısı 4 olan bataryalarını görüyorsunuz.

Bu yerleşim mantığının detayını “Tehditlere karşı S-400’leri nereye yerleştirmeliyiz?” başlıklı makalemizde anlatmıştık. Bu analizime göre güncelleyecek ve tekrar edecek olursak:

1) Çanakkale – Çanakkale Havalimanı:
Kuzey Ege bölgemizde yer alan ve sayıları 3’ü bulan Yunan hava üslerinden kalkacak savaş uçaklarına karşı erken müdahale şansımız olması açısından buraya da bir batarya S400 yerleştirebiliriz. Bu sayede Yunan savaş uçakları bölgede devamlı suretle tedirgin olarak uçuş icra edecektir.

2) İzmir – Çiğli 2. Ana Jet Üssü:
250 km’lik füze menzili ile Ege denizini boydan boya kaplayan S400’lerden bir batarya bu üsse konuşlandırıldığı takdirde Yunanistan’ın Ege üzerinde yaptığı hareketlere önemli ölçüde kısıtlama gelecektir. Çiğli üssüne yerleştirilen bir batarya S400 ile neredeyse Yunanistan’ın başkenti Atina üzerinde uçan hava araçlarına bile müdahale edecek seviyeye gelebiliriz.

3) Muğla – Milas Meydanı:
Güney Ege bölgesinden gelebilecek hava tehditlerine karşı bu meydana yerleştirilecek bir batarya S400 sistemi sayesinde özellikle Girit adasına bulunan üslerden ve Santorini adasında bulunan hava meydanından gelebilecek tehditlere karşı gerekli önlemi alabiliriz.

4) Muğla – Dalaman Meydanı:
En önemli yedek meydanlarımızdan biri olan Dalaman meydanımız bulunduğu konum itibariyle bir batarya S400 ile takviye edildiği takdirde Batı Akdeniz ve Güney Ege denizinde bize çok iyi bir atış desteği ve koruma sağlayacaktır.

5) Mersin – Anamur:
Doğu Akdeniz üzerinde çok hakim bir noktada bulunan Mersin ilimize yerleştireceğimiz 1 batarya S400 ile bataryalarla birlikte Akdeniz sınırlarımızı tamamen kontrol altına almış oluyoruz. Bu sistem aynı zamanda Kıbrıs semalarını da kapsayabilecek potansiyele sahip.

6) Hatay – İskenderun:
Özellikle Suriye’den bir tehdit beklemesek de İsrail’den gelebilecek tehditlere karşı Hatay ilimizde bulunan İskenderun ilçesine yerleştirilecek bir batarya S400 ile Doğu Akdeniz bölgemizde ki hava hakimiyetini iyiden iyiye kontrol altına alabiliriz.

7) Şanlıurfa – GAP Havalimanı:
Suriye sınırımızda yer alan Şanlıurfa ilimize bir batarya S400 sistemi yerleştirilmesi halinde gerek Suriye’den, gerekse ülkemiz için potansiyel en büyük tehdit olan İsrail’den gelebilecek tehlikelere karşı sınırlarımızı koruyabiliriz.

8) Siirt – Pınarca:
Pınarca’da bulunan Siirt Havalananına yerleştirilecek bir batarya S400 ile hem Suriye, hem Irak, hem de İrandan gelebilecek tehditlere karşı savunmamızı güçlendirebiliriz.

8 batarya olarak tedarik ettiğimiz S400 sisteminden sonra Patriot (veya SAMP/T) sistemlerine gelirsek;

1) Ankara – Mürted (Akıncı) Meydanı:
Daha öncede ilgili makamlar tarafından S400 için 1 bataryalık sistemin Ankara’da bulunan Mürted meydanına yerleştirileceği ve başkent Ankara’nın bu şekilde korunacağı açıklanmıştı. Patriot veya SAMP/T alınması halinde S400 yerine teoride balistik füze vurma kabiliyeti daha fazla olan bu sistemlerin konulması daha uygun olacaktır.

2) İstanbul – Atatürk Havaalanı:
En büyük şehrimiz İstanbul’un ve Marmara bölgesinin hava hakimiyetini muhafaza etmek için Atatürk Havaalanı kesinlikle tercih edilmesi gereken noktalardan bir tanesi.

3) Amasya – Merzifon 5. Ana Jet üssü:
5. Ana Jet Üssüne yerleştirilecek bir batarya Patriot (veya SAMP/T) Kuzey sınırımızı koruyan bu tek jet üssümüz güvence altına alınabilir. Şuanda 5. Ana Jet Üssünde 1 eğitim ve 2 muharip filo olmak üzere toplamda 3 adet F-16 filosu yer alıyor. Her filonun yaklaşık 20 uçaktan oluştuğunu düşünürsek Hava Kuvvetlerinin vurucu gücünün %25’inin bu üste yer aldığını görebiliriz.

4) Diyarbakır – 8. Ana Jet üssü:
Doğuda ki en kritik üslerimizden Diyarbakır 8. Ana Jet Üssü 2 muharip F-16 filosunu bünyesinde barındırıyor. Suriye sınırına 100 km, Irak sınırına ise 200 km mesafede bulunan bu üssümüz yerleşke olarak da oldukça önemli bir noktada yer alıyor. Bunun haricinde bu üsse yerleştirilecek sistemler sayesinde ülkemizin en büyük enerji ve su kaynakları olan Atatürk, Keban ve Karakaya barajları da olası saldırılara karşı korumaya alınabilir.

Bunlar dışarıdan hazır alımla tedarik ettiğimiz HSS sistemleri olduğu için özellikle üzerinde durmayı uygun gördük. Bunlardan bağımsız ve yerli olarak üreteceğimiz HSS’lerin ise sayısı elbette daha yüksek olacak ve ülkemizin çok daha fazla bölgesini koruyacaktır. Tek tek belirtmeye gerek yok ancak örnek olması maksadıyla Balıkesir, Eskişehir, Konya, Adana, Malatya gibi illerimizi örnek verebiliriz.

Sonuç:

İşte ülkemizin şuanda mevcut bulunan hava savunma gücü, gelecekte edineceği hava savunma gücü ve bizim kişisel görüşlerimiz bu şekilde. Analizimizin sonuna gelirken üzerinde durduğumuz hava savunma konusunda devletimizin her geçen gün daha da güçleneceğine inanıyor ve bu konu üzerinde çalışmalar yapanlara kolaylıklar ve üstün başarılar diliyoruz.


Yazar: Abdullah Bekci     Kaynak: SavunmaSanayiST.com

  Sarsılmaz

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu