S400 Hakkında Yanlış Bilinenler

Son günlerde gündem olması sebebiyle hakkında sıkça konuşulan S400 Hava Savunma Sistemi ile ilgili olarak ortaya yine yalan yanlış birçok bilgi atıldı. Çok kısa ve sade şekilde bu yanlışların doğrusunu anlatmaya çalışacağız.

S400 HAKKINDA YANLIŞ BİLİNENLER:

1-) “S400 füzesinin menzili 400 km. 400 km’den her türlü hedef imha edilebilir.”

Yanlış. S400 Sistemi içerisinde kullanılan 4 (aslında şuan için 3) değişik füze var. Bu füzeler sırasıyla 40, 120, 250 ve 400 km menzile sahip. 400 km olan füze şuan için tam anlamıyla operasyonel mi belli değil, bildiğimiz kadarıyla Rusya bu füzeyi daha yeni faal olarak kullanmaya başladı. Bu füzenin bize satışı olacak mı bu konuda bir açıklama yapılmadı. Biz alımı bir paket dâhilinde yaptığımız için ve füzelerin hedefleri birbirinden farklı olduğu için sayısı belli olmamak üzere bu saymış olduğum 40, 120 ve 250 km menzile sahip 3 farklı füzeden de kesin olarak alacağız fakat 400 km menzilli 4. Füze için teyitli bilgimiz bulunmuyor maalesef. Ayrıca bununla birlikte 400 km menzilli füzeyi alsak bile bu 400 km’den bir savaş uçağını vurabileceğimiz anlamına gelmiyor. S400’ün sahip olduğu radarın menzili 600 km. Fakat bu menzil tabii ki 600 km’den her şeyi tespit edemiyor. Hava araçlarının RCS (Radarda bırakılan iz) değerine göre bu araçların tespit ve takip mesafeleri değişiyor. Yani örnek olarak B-52 gibi büyük gövdeli bir ağır bombardıman uçağını oldukça yüksek RCS değeri sayesinde 550-600 km gibi bir mesafeden tespit edebilirken, F-16 gibi daha küçük gövdeli ve RCS değeri çok daha düşük uçakları 200-300 km gibi mesafelerden tespit edebilir. Bununla beraber F-22 gibi F-35 gibi Stealth yani radarda düşük görünürlüklü uçakları ise oldukça düşük RCS değerlerinden dolayı 40-50 km gibi çok kısa mesafelerde tespit edebilir. (Sayılar farazidir, örnekli anlatım amacıyla uydurulmuştur.) Dolayısıyla Radarda tespit ve takip yapamadan füze ateşlenemeyeceği için lüzum görüldüğü takdirde her türlü unsuru 400 km’den imha eder demek yanlıştır.

2-) “S400 sistemi balistik füze vurabilir.”

Yanlış demek tam doğru olmasa da ihtimalinin çok çok düşük olduğunu söyleyebiliriz. Teslim alacağımız S400 sistemlerinin geniş kapsamlı bir radar ağına bağlanamayacağını (ve elimizdeki radar ağının NATO’ya uyumlu olduğunu ve NATO’nun kendine yabancı bir sistemi bu ağa kabul etmediğini) düşünürsek bizim alacağımız S400’lerin maalesef Balistik Füze tehdidine karşı veya Seyir füzeleri tehditlerine karşı etkili bir koruma sağlayacağını söylemek zor. Çok detayına girmeden bunun sebebinin kısaca izahını yapacak olursak: Sistem yekpare olarak çalışacağından dolayı 600 km menzile sahip kendi radarı ile o balistik füzeyi görmesi gerek, bu da takdir edersiniz ki zor. Dolayısıyla örneğin 2500 km mesafeden atılmış bir balistik füzeyi bu radar ancak hedefine doğru dalışa geçtiği ve çok çok yüksek hızlara ulaştığı esnada fark edebilir. Bundan dolayı füzenin imha edilmesi için verilmesi gereken reaksiyon zamanında verilemez ve füzenin imhası oldukça güç duruma düşer. Ayriyeten her ne kadar ürün kataloğunda sistem 3000 km’ye kadar erişebilen kısa menzilli Balistik füzelere karşı da etkili yazsa da Rusya bu kabiliyet hakkında bir tek test atışı görüntüsü yayınlamamıştır. Yani radar konusunu tamamen egale etsek bile sistemin balistik füzelere karşı %100 koruma sağlayabileceğinin de bir garantisi yok.

3-) “S400, Stealth yani radarda düşük görünürlük özelliğine sahip uçakları dahi çok uzaklardan tespit edip vurabilir.”

Şuan için yanlış. Daha doğrusu belirsiz zira şuan için henüz böyle bir karşılaşma gerçek bir durum olarak hiç yaşanmadı veya dile getirilmedi. Her ne kadar Suriye üzerinde veya yakınında İsrail uçakları zaman zaman sortiler ve düşük yoğunluklu saldırılar yapsa da bu saldırılarda net şekilde F-35’ler kullanılmıştır ifadesi daha yeni geçtiğimiz hafta içerisinde yapıldı. Rusya’nın İsrail saldırılarına karşı çekimser tavır takınması ve kendi kontrolünde olan S300/S400 sistemlerini pasifize etmesi ile de olası bir F-35 ve S300/S400 karşılaşması ya gerçekten hiç yaşanmadı ya da sonuçlar medya ile paylaşılmadı. Haricinde simülasyon olarak böyle bir şey yapıldıysa da (yapılıp yapılmadığına dair bilgim yok) yine sonuçları dillendirilmedi.

4-) “S400’ün çok üstün özellikleri var.”

ABD ve NATO’nun Türkiye’yi her geçen gün ağırlaşan tehditlerinin sebebi bu füzelerin kabiliyetleri, öyle ki bu sistem sayesinde Türk Hava sahasına izinsiz kuş bile giremeyecek, ABD uçakları bölgede uçuş yapamayacak, bize saldırmaya çalışsalar tüm uçakları patır patır düşecek vesaire… Rusya ve katmanlı hava savunma sistemine sahip diğer ülkeler için doğru, “bizim için” ise maalesef yanlış. S400 normal şartlar altında yani belirli ve uzun menzilli bir radar ağına bağlanabildiği ve bu sayede tam randımanlı çalıştığı takdirde cidden şuanda dünyanın en iyi savunma sistemlerinden bir tanesi hatta belki birincisidir diyebiliriz. Ancak yukarıda anlattığım gibi ülkemizde maalesef tek başına çalışacak bu sistemi biz bir Rusya gibi veya bu ağa sahip başka bir ülke gibi tam randımanlı olarak kullanamayacağız. Dolayısıyla Rusya’da ki vuruş gücü ile bizdeki vuruş gücü bir olmayacak. Rusya’ya sunduğu efektifliği bize sunamayacak. Batı’nın bu sistemlere karşı olmasının sebebi Türkiye’nin çok önemli bir vurucu güç elde ediyor oluşu ya da çok etkili bir Hava Savunma Sistemi oluşu değil, bu sistemin Rusya’dan tedarik ediliyor oluşu ve Türkiye’nin git gide Rusya ile yakınlaşması… Yoksa kimse kusura bakmasın yalnızca 2 sistem S400 ile ne ABD’ye ne NATO’ya kafa tutamazsınız. ABD’ye veya NATO’ya kafa tutabilmek için 2 değil, en az 6-8 sistem S400, yanında onlarca Pantisr gibi, BUK gibi kademeli güvenlik sağlayacak başka sistemler ve ek olarak bu sistemlerle veri iletişimi sağlayabilecek A-50 gibi birkaç AWACS uçağı gerekir. Bunlar olduğu takdirde hava savunmanız halk tabiriyle top geçer adam geçmez kıvamında olur. Yoksa tekrar belirteyim kendi başına çalışacak 2 sistem S400’ün yapabileceği şeyler sınırlıdır.

Peki kısaca S400’ün bize ne katacağına gelirsek:

S400 sistemi bize Savaş uçağı, Keşif uçağı, Nakliye uçağı, Bombardıman uçağı, Taarruz Helikopteri, Nakliye ve Genel Maksat Helikopteri veya İnsansız Hava Aracı sistemleri gibi hava soluyan dediğimiz unsurların tehdidine karşı koruyacak. Yani Örneğin İzmir’e koyduğumuz bir sistem, Yunanistan için can sıkan bir gelişme olarak vuku bulacak çünkü S400’ler sayesinde Ege üzerinde uçan tüm Yunan uçaklarına devamlı olarak radar tacizinde bulunabileceğiz. Yunan Hava Kuvvetleri devamlı suretle kendilerinin takip edildiğini bilecekler ve bu onlarda psikolojik olarak bir baskı oluşturacak. Aynı şey aslında yerleştirildiği takdirde sınırımızda yer alan diğer tüm ülkeler içinde geçerli. Suriye, Irak, İran, Bulgaristan, Gürcistan ve Ermenistan içinde aynı şeyler söz konusu olacak.

Şuanda Elimizde S400’ün yerine kullanılabilecek bir kara sistemi maalesef bulunmuyor dolayısıyla S400 her ne kadar yetenekleri sınırlı olacak olsa da bizde mevcut olmayan bir sistem olduğu için illa ki işe yarayacak. Örneğin şu durumda Sınır ihlal etme riski olan bir unsuru yalnızca Savaş Uçaklarımız sayesinde etkisiz hale getirebiliyoruz. Suriye Tarafından yapılacak bir sınır ihlali riskine karşı havada devriye gezen F-16’larımız veya yerde ama her an kalkışa hazır F-16’larımız mevcut. S400 sayesinde bu tehditlere karşı uçak kaldırmak yerine doğrudan daha hızlı bir reaksiyon gösterme kabiliyetine erişeceğiz.

Son Bir Not: Malum F-35 olayları ile ilgili durum ne olur bilmiyoruz ancak F-35’in teknolojisi ve yeteneklerinin ne seviyede olduğunu biliyoruz. S400 ile F-35’i karşılaştırmak doğru değil. Herhangi bir şekilde öncelik sıralaması yapmak veya seçim yapmak doğru değil bu yüzden. İki teknolojide ülkemiz için büyük önem arz ediyor. Dolayısıyla “Aman S400 ü boş verelim” ya da “Aman F-35’i boş verelim” demek gibi bir lüksümüz yok.

Umarım ülkemiz için elzem olan teknolojilerin tamamını kazasız belasız tedarik edebiliriz.

Abdullah Bekci

Kaynak: SavunmaSanayiST.com